29.11.2009

Kayan Sanatci - Puyol


Sana sadece bir Defans oyuncusu demek hakaret sayilir. Senin gibi kayarak mühadele´de bulunan futbolcu son yillarda görülmemistir! »El Classico«´nun 1-0 bitmesinin ana sebeblerinden birtaneside senin insan üstü mücadelen sayesindedir. Senin önünde egilmek gerek Sanatkar adam! Ne Christiano, ne Messi nede Ibra.. Sen bana göre macin adamisin! Higuain´in önünde kayarak topu disari atisin inanilmazdi. Sen Barcelona´sin! Eger Barcelona ve Ispanya Milli Takimi son yillarda kupalara ambargo koyduysa bu basarida büyük pay sahibisin!

Ayakkabimi Baglarmisin?


Mertesacker - Naldo
Werder Bremen´li Stoperler..

Coupet Sezonu Kapadı


7 haftadır kazanan lideri yeniyorsun, ama uğursuzluklar bitmiyor...

Dün gece Paris Saint Germain'in Auxerre'i 1-0'la geçtiği mücadelede kornere giden topu çıkarmak için hamle yapan Coupet'in ayağı kırıldı. Bu tarz sakatlıklar, futbolun korkunç ve iç burkan yüzü. Umarım en gelecek sezon da sahalarda görebilirz Coupet'i.

İşte o şanssız an...
http://www.youtube.com/watch?v=vgKHtTle0_k&feature=player_embedded

26.11.2009

Fabrice Pancrate Newcastle'da!


Geçen sezon 5 yıllık Paris Saint Germain macerası sona eren Fabrice Pancrate, uzun süredir boştaydı. Yaz döneminde adı Kayserisporla anılmış, ardından da Porthsmouth'la antremanlara çıkmıştı, fakat transfer sezonu sona ermesine rağmen kendine uygun bir klüp bulamamıştı. En sonunda Championship'te zirvede yer alan Newcastle United'la çıktığı antremanlar sonucunda kendisine sözleşme önerildi ve yaz dönemine kadar İngiliz deviyle Premier Lig'e çıkma mücadelesinin içerisinde olacak.
Newcastle United için kabus gibi geçen 2008-2009 sezonun ve yaz döneminden sonra şu anda Championship'te 17 maçta 36 puanla zirvede yer alıyorlar. Geçen sezondan Kevin Nolan, Alan Smith, Geremi, Fabio Collocini gibi yıldızları kadrolarında tuttular; bunların haricinde, Premier Lig'in tecrübeli isimleri Blackburn'dan Zurab Khizianshvili ve Aston Villadan Marlon Harewood'u kiraladılar. Kadro kalitesi olarak Premier Lig seviyesinde de olsalar, 42 maçlık Championship serüveninde önlerinde daha çok yol var. Umarım sezon sonunda da zirve de kalarak, ait oldukları yere geri dönerler...

Du bist Deutschland!


Yürü beaa.. :)
Du bist Deutschland, Almanya´da yapilan bir reklam serisiydi.. Yabancisi olsun, Alman´i olsun hepsi birlik icinde Almanyaliyiz diyordu. Bu Reklam filmine Ünlüsünden, Ünsüz kisisine kadar herkez katilmisti.
Bu yukardaki Resimse onun alayci versionu..
"Du bist Deutschland!"
"Sen Almanya´sin!"

Gercek Video;

Ne Olacak bu Manchester United'ın Hali?


Dün akşamdan beri ortalık Beşiktaş'ın Old Trafford'daki şık galibiyetle çalkalanıyor. Umarım, CSKA'ya İnönü'de puan verilmez de dün alınan galibiyet Beşiktaş'a Avrupa Ligi biletini getirir...

Beşiktaş'ın da bulunduğu B Grubunda, dün grubun iki nispeten zayıf ekibinin aldığı süpriz sonuçlar. İşleri oldukça karıştıracaktır. Kendi evinde son 2 maçta alınan 1 puanla, Manchester ekibi, Wolfsburg deplasmanına çok daha kaliteli bir kadroyla gidecektir. Wolfsburg, İnönü'den gelen sonuca göre puan almadan gruptan çıkabilir de, 1 puan alıp Avrupa Ligi'ne gidebilir de. Fakat şu anda CSKA karşısında avantajın hala Wolfsburg'da olduğunu söylemeliyiz.

Dünden beri basında Beşiktaş'la ilgili yorumlar mevcut, fakat Manchester tarafı içinse yedek kadro deniyor vakat içi doldurulmuyor. Normal şartlar altında Manchester'ın yedeklerinin Old Trafford'da Beşiktaş'ı yenmesi gerekir. Daha doğrusu Alex Ferguson'un kadro yapılanması bu yöndedir. Fakat 3 hafta önceki CSKA maçından sonra dün birkez daha görüldü ki, Manchester'ın yedekleri istenilen seviyede değil. Geçen sezon Aston Villa'ya attığı mücize golle tanınan Federico Macheda ve altyapı ürünü Danny Welbeck şu anki fiziki ve mental durumlarıyla ancak Championship'de oynayabilirler. Dün gece, Beşiktaş'ın skor üstünlüğüyle geri yaslanması, bu ikiliyi oldukça sık topla buluşturdu ve gayet hareketliydiler. Fakat üretkenlik sıfır...

Dünkü maçın en kötüsü ise irlandalı Darron Gibson'dı herhalde. Bir başka altyapı ürünü olan Gibson'u geçen sezonun son maçında Hull City'e attığı golle tanımıştık. Fink ve Ernst karşısında resmen küçük düşürüldü ve haliyle oyundan alındı. Bir başka düş kırıklığı, brezilyalı ofansif 'çocuk' bek Rafael için de söylenecek fazla birşey yok. Bu isimler sahadayken Sırbistan Milli Takımında sürekli oynayan Zoran Tosic'in yine ve yine ortalarda görülmemesi de üzücü. Ferguson onu hala hazır görmüyor olsa gerek...

Evert Jan Derks Futbol Akademisi Koordinatörlüğüne Getirildi


Evert Jan abimiz Galatasaray´in Futbol Akademisinin basina getirildi. Bu haber cok yeni degil büyük olasilikla herkez bu haberi gs.org´dan okumustur benim bunu zaten buraya tasimamin sebebi farkli..

Bu Habere yorum yazan herkez Evert Jan Derks´i öve öve bitiremiyor. Nedir bu Hollandali sevgisi? Tamam Rijkaard ve Neeskens´e bende bayiliyorum ama ne oldugunu bilmediginiz adama niye hemen tapiyoruz? Niye hemen 3-4 seneye kalmaz 10 tane alt yapidan futbolcu cikacak diyoruz?
Kaldiki Galatasaray Alt Yapisi yerlerde sürünmüyorki.. bir Alt Yapi olarak zaten görevini fazlasiyla yapiyor, 3 bilemedin 4 yilda bir bize futbolcu gönderiyor..

Ben gelen adami tanimiyorum bilmiyorum. Eminim sizde bilmiyordunuz kim oldugunu, peki niye tapiyorsunuz?
Tabiki bir Hollandalinin gelmesi güzel bisey! Alt Yapidan, A Takima kadar hep ayni sistem icin futbolcu yetistirilecek.
Beni düsündürense bu adamin son yillarinda hep Hollanda disinda calismis olmasi, haa calistigi takimlara bir bakin...

2006/07 PFC Litex Lovech Futbol Akademisi Direktörü
2004/06 PFC Levski Sofya Futbol Akademisi Direktörü
2004 Hollanda Futbol Federasyonu (KNVB) Akademisi Uluslarası Eğitmeni
2000/03 Glasgow Rangers Futbol Akademisi Direktörü
1995/99 Go Ahead Eagles Futbol Akademisi Direktörü
1989/95 Hollanda Futbol Federasyonu Antrenörü

Bulgar ve Iskoc takimlarinin alt yapilarinda görev almis..
Bu adam niye bir PSV, Ajax, Manchester United, Real Madrid´da görev almamis? Niye Levski ve Glasgow gibi takimlarda görev almis? Bana Hollanda´da görev almis fln demeyin lütfen.. Ilk görev alisi 20 sene önce.. 2. görev alisinda sadece 1 yil o görevde kal(abil)mis

25.11.2009

Paul Hart da Kovuldu


Porthsmouth, son Stoke City yenilgisiyle birlikte 13 maçta 7 puan toplayınca, yönetim geçenlerde ''güveniyoruz'' dedikleri Paul Hart'ı kapının önüne koydu...

Porthsmouth 1,5 sezondur büyük problemlerle boğuşuyor. Ekonomik krizle birlikte, takımın yıldızları satılmaya başlandı (Defoe, Crouch, Lassana Diarra, Distin, Kranjar) klübün bir önceki sahibi Alexandre Gaydamak da bu oyunculardan gelen paraları toplayıp, klübü araplara sattı. Önce Al-Fahim denen para babası arap aldı denildi, ardından Al-Faraj adlı başka arap kontrolü ele geçirdi. Yani, koskoca Porthsmouth beceriksiz zenginlerin elinde oyuncak oldu. Bu kadar çok el değiştirince FA de transfer yasağı koydu.

Porthsmouth'taki sıkıntılar tabii ki bu kadar değil. Yaz döneminde klübün el değiştirme işlemleri yüzünden adamakıllı transfer yapılamadı. Transferin son günlerinde yapılan transferlerle, Paul Hart'ın eline toplama bir kadro verildi. Bu nedenle ligdeki başarısızlık süpriz olmasa da, Paul Hart'ın elindeki kadroyu iyi kullanabildiği de söylenemez. Örneğin Premier Lig'in en zayıf defans oyuncularından Marc Wilson'ı her maç inatla oynatıyor, forvet hattı konusunda her hafta karar değiştiriyor, orta saha keza öyle. Lakin, sezon başında birçok oyuncusuyla antreman yapamayan Hart'ı eleştirmek de pek mantıklı deği.

Paul Hart, geçen sezon takım düşme korkusu içerisindeyken göreve gelmişti. Menejer değişikliğiyle iyi sonuçlar almaya başlayan takım, 14. olarak bitirmişti 2008-2009 sezonunu. Gönderildiği zaman ise 20. yani son sırada bir Porthsmouth bırakıyor geride...

Menejerlik konusunda ''gelmiş geçmiş en çok bok atılan teknik adam'' ünvanını elinde bulunduran, Chelsea'yle Şampiyonlar Liginde final oynamasına rağmen kimsenin beğenmediği, Avram Grant'ın teknik patron olacağı konuşuluyor. Haftasonundaki Manchester United maçında, Grant takımın başında olacaktır. Bakalım Porthsmouth'ta birşeyler değişecek mi...

24.11.2009

Manisapor beraberliği ardından...

Pazar akşamki maçın beni tek mutlu eden yanı, Tobias Linderoth'un sonradan oyuna girip gösterdiği çaba oldu;

Linderoth haricinde;

* Ayhan, Diyarbakır maçından sonra bu maçta da düş kırıklığı yarattan isim oldu. Orta sahadaki üçlüden topu ileri taşıma konusunda en becerikli isim olması gereken Ayhan yanlış pas tercihleriyle Galatasaray'ın hücümunu sıkıntıya sokuyor. Sadece hücümda değil, defansta da bildiğimiz, beğendiğimiz Ayhan değildi. İkili mücadelelerde hem zayıf hem de yavaş kaldı. Becerilerine çok ihtiyaç duyacağımız Bursaspor maçında yedek kalması süpriz olmaz.

* Hakan Balta'da bariz bir düşüş var. Kendisinden hücümda pek birşey beklemesemde, defansta o güçlü duruşunu arıyorum. Konsantrasyon eksikliğinden midir, yoksa fiziksel düşüş mü vardır bilemiyorum. Tek bildiğim bu gidişle formasını Uğur'a veya Caner'e kaptırır. Orhan Ak'ı aratmasın bize.

*Gökhan Zan - Servet ikilisinden birinin yerine Mehmet Topal veya Emre Güngör denenebilir. Kamyon gibiler...

* Kewell ne güzel adamdır, sevmeyen ölsündür..

23.11.2009

La furia roja

Adidas´in Ispanyol´lar icin cektigi yeni reklam filmi, eminim sizlerinde hosuna gider..
2010 Dünya Kupasi icin cekilmis..Dünya Kupasi demisken benim gönlümde tabiki Ispanya var..

Walter Zenga Kovuldu


Dünkü Sicilya derbisinde (Palermo - Catania) neler olup bittiğini, NTV'nin tercihini Milan - Cagliari maçından yana kullanmasından ötürü göremedik. Aynı zamanda oynanan Premier League ve Bundesliga maçlarından ötürü, doya doya Milan'ı izleyemedim, fakat maçın izleyebildiğim kısımları oldukça heyecanlıydı.

Konumuz Milan değil, sezon başında zirveyi zorlayacaz geyikleri içerisindeyken (bu geyiklerin esas sebebi başkan Maurizio Zamparini'dir), 13 maçta 17 puan alabilen Palermo'nun hocası Walter Zenga. Daha önce Gaziantepspor'da da kısa süre görevde kalabilmişti, Palermo'dan da yarım sezonu tamamlayamadan kovuldu. Dünkü maçta ilk yarı 1-0 Palermo'nun üstünlüğüyle geçilince başkan Zamparini kutlama hazırlıklarına başlamış, ikini yarıda gelen golle maç berabere bitince de delirip Zenga'yı kovmuştur.

Bizim eski imparator Fatih Terim ilginç bir tercih olabilir Palermo için. İtalyan futbolunu bilir, takip eder; karizma açısından da sicilyalılardan eksiği de yoktur. Neden olmasın?

22.11.2009

Hayirdir Ne Ariyorsun?


Ne ariyorsun bee Frank??
 Yoksa eski Formunumu ariyorsun?

Denizli'nin Panzehiri İşe Yaradı

ZEHİR

PANZEHİR
Sizce Alex mi kötü oynadı, yoksa birileri mi oynatmadı? Rıdvan Dilmen'e göre Alex'in kötü oynadığı maçlardan biriydi, bana göreyse Fink'in görevini yaptığı karşılaşmalardan biri....

21.11.2009

Olympique Marseille 1-0 Paris Saint-Germain: Arman için oyna!!!



Ligue 1'da bu sene anormal diyebileceğimiz bir mücadele yaşanıyor. Lider Bordeaux'un 25, 15. Lorient'in 15 puanı var. Aradaki 10 puanlık dilimde 13 takım bulunması Mayıs ayına kadar muhteşem bir mücadelenin olacağının göstergesi gibi...


Fransa liginin ''clasico''su Marseille - PSG dün akşam erteleme maçında karşılaştılar. 2 takımın da haftasonu oynayacakları karşılaşmalar da 2 afta sonraki çarşambaya alındı. Fransız federasyonun bu saçma kararını tartışmak ne kadar doğru bilemiyorum da, evde geçirilen bir cuma gecesi için güzel bir süpriz oldu...



Dünkü maçta derbilerde sık sık gördüğümüz kavgaları, kartları göremedik; hatta mücadele açısından bile vasat üzerine çıkamayan bir maç oldu. 2 takım da ligde istedikleri seviyelerde değillerken, avrupa mücadelesi de yapmayan PSG'nin çok daha fazlasını beklerdim ben.


Bu arada geçen sezon ortasında Shaktar'dan transfer edilen Brandao'ya ayrı bir parentez açmak lazım. Fernando Morientes'in, ''yedek kalıyorum'' diye ağlamasının, Brandao'nun muazzam mücadelesini görünce pek bir anlamı kalmıyor. Defansif forvet diyebileğimiz tarzdaki futboluyla, PSG hücümlarını altına dinamit koydu. Ayrıca yaptığı dengesiz fuallerden sonra şu maçı sart kartsız bitirebiliyorsa, karşılaşmadan sonra maçın hakemine teşekkür etmiştir herhalde:) Heinze de Zurich derplasmanında 0-1 karşılaşmadaki golünden sonra, dünkü golüyle
önemli maçları getiren adam olmaya devam ediyor.


Ligdeki son 9 maçından sadece birini kazanabilen PSG'de birşeylerin değişmesi gerektiği çok açık, fakat bu değişikliğin hoca değişikliği olması takımı iyice dibe vurdurabilir. Luyindula ve Sessengon ikilisi takım için çok önemli, fakat zorluk seviyesi fazla olan maçlarda etkinlikleri oldukça düşüyor. Dün birçok hızlı hücümü yanlış paslarla kestiler. Mevlüt de rakibin kalabalık ve sert defansı arasında kaybolup gitti. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, eğer siyahi hoca Antoine Kombouare kovulmazsa, PSG'nin istikrarlı sonuçlar alabileceğini düşünüyorum. Fakat hoca değişikliği olursa, son yıllardaki gibi kaoslara sürüklenebilir Paris ekibi.

20.11.2009

Yunanistan Milli Futbol Takımı


- ''Çok sıkıcılar''

- ''Hep defans yapıyorlar''

- ''Hayvan gibi sert oynuyorlar''

- ''Bütün maç yatıp, bir gol sıkıştırarak şampiyon oldular''

- ''Adamı futboldan soğuturlar''

Yunanistan, şampiyon olduğunda aynı muhabbetler vardı, hala da var. Adları çıkmış dokuza, inmez sekize; tv'deki en sevilen yorumculardan, futbolla en alakasız adamlara kadar Komşuyla ilgili yapılan yorumlar 5 senedir değişmedi. Euro 2008 elemelerinde, Ali Samiyen'de bizim takımı madara etmelerinin ardından bile fikirler değişmedi.

Yunanistan göze hoş gelmeyen, hatta sıkıcı denecek bir futbol oynadığı doğru. Tabii burda göze hoş gelmek deyince akıllara Benitez'in Liverpool'u, geçen seneki Barcelona veya Arsenal gibi takımların gelmesi lazım. Bu 3 takım da ayağa hızlı paslaşmayı başardıkları zaman rakibin üstünde yarattıkları baskıyla mükemmel hücüm futbolu oynayabiliyorlar. Bunların haricinde, geçen seneki Beşiktaş'ı, bu seneki Fenerbahçe'yi beğenen, Bülen Uygun'un Sivasspor'una umut bağlayan adam gidip de Yunan takımına burun kıvırıyorsa ya fazla milliyetçidir, ya da bildiğimiz gerizekalı.

Futbolda mücadele ve belli bir derecede sertlik olmazsa olmazlar. Premier Lig şuanda dünyanın en sevilen ligiyse, nedeni de gayetten budur; tekniği yüksek oyuncuları bile sıkıntıya sokan sert ve mücadele gücü yüksek futbol. Yunanların, hem milli takım hem oyuncular bazında tecrübesizliklerine rağmen, 2004'teki şampiyonluğa kadar gittikleri turnuvada en iyi başardıkları da buydu.

2010 Dünya Kupasına bilet alır almaz, daha turnuva başlamadan turnuvanın en sıkıcı takımı seçildiler! Kimse kusura bakmasın, bu bana biraz kıskançlık gibi geliyor. Yunanistan'ın katılıp, bizim milli takımımızın Bodrum ve Antalya'daki otellerden izleyecek olması, bazı gereksiz milliyetçi tipleri oldukça rahatsız ediyor.
Otto Rehhagel'in takımının 2004'teki şampiyon kadrodan günümüze gelenlere bakarsak, şimdilerde beraber Panathinaikos forması giyen Karagounis ve Katsouranis ikilisi hemen dikkat çekiyor. Takımın hücüm varyasyonları için bu ikili çok önemli. Angelos Basinas, geçtiğimiz sezon Porthsmouth'a transfer olduğundan beri yeni takımda şans bulmakta çok zorlanıyor. Otto Rehhagel bu nedenle kendisini son maçlarda kadroya çağırmasa da, 2004 zaferininin yaratıcılarından olan Basinas'ı Güney Afrika'ya mutlaka götürecektir kendisini. Ortasahada geçen sene futbolu Giannakopoulos'un yerini dolduracak kimse olmasa da artık Rehhagel çift forvet oynatıyor takımı. Gekas ve Salpigidis şu anda Yunanistan'ın en formda 2 forveti, bu isimlere ek olarak Amanatidis ve eski günlerinde olmasa da Charisteas diğer forvet seçenekleri. Defans hattı ise şu anda Yunanistan'ın en kritik bölgesi. Defans hattını, Avrupa'nın 'elit' takımlarında forma giyen, genel olarak fizik yönü üstün isimler de oluştursa , gözler Dellas'ı, formda bir Seitaridis'i cidden arıyor. Zamanında Seitaridis'e 12 milyon Euro (yuuh yani) verip sözleşmesi bitince yeni sözleşme imzalamayan Atletico Madrid'e de helal olsun diyelim.

19.11.2009

Vurun Galatasaray´a!




Görende herkezin bu firsati bekledigini sanacak, ama kimseyi art niyetle suclayamiyorum. Medya´yi anliyorum onlar haber pesinde ama Galatasaray´lilara ne oluyor? Ortada bir yanlis var, Galatasaray suclu tamam ama bu olayin bukadar büyütülmesini ben dogru bulmuyorum! Cikipta eski Galatasaray Baskaninin "2. lige düsürülmeli. Takim ligden cekilmeli.." demesini son derece yanlis buluyorum! Zamaninda Fenerbahce 7 yabanciyla cikti ama kimse 90 yillik Kulüp küme düsürülmeli, böyle bir durum utanc vericidir demedi. Bu olayda suclu olan kisilerin islerine son verildi, bu yetmezmis gibi  Yigit Sardan Istifa´sini istedi..
Eger Adnan Polat, Yigit Sardan gibi bir degeri sirf kendi koltugunu saglamlastirmak icin silerse yani Istifa´sini kabul ederse, benim gözümde Canaydin´dan farkli kalir bir yani olmaz.. Yigit Sardan sayesinde bu Kulüp yeni can buldu. Arka planda ari gibi calisti. Yeni fikirler, yeni gelir kapilari acti Kulübe..

Kartal Penceli Tabata


2-3 gündür aklima Tabata geliyor, birde Delgado´nun düzeldigini duyunca iyice düsünür oldum. Eminim sizinde akliniza gelmiyor degil..
Besiktas "Yusuf / Tello / Delgado / Tabata" gibi futbolcularin tursusunumu yapacak? Yane niye sezon basi saglam Yusuf ve Tello varken Tabata gibi bir futbolcuya milyonlari veriyorsun?
Simdi ne yapacaksin? Gözle görülen bisey var, oda Tabata´nin bekleneni veremedigidir(bana göre beliydi..).. Delgado 2-3 hafta sonra eminim Formayi ondan tekrar alacaktir ee ozaman ne olcak? Kimse Yildirim Demirören veyada Denizli´ye sormiyacakmi "Niye aldiniz su Tabatayi?" diye..?
---
Birde su Resime takildim.. Her Besiktas´a transfer olan futbolcu ya bir Kartal´in yanina gecip poz verir.. yada iki elini acip Kartal olmaya calisir.. Sansimiza hicbir Fenerli futbolcu Kanarya olmaya calismiyor.. :)
Alin size birde Kartal Holosko.. :)

Dünya Kupası Elemeleri ve Slovenya Süprizi


Dün akşam saatlerinde, 4 gün önceki karşılaşmada Cezayir'i ''işkenceyle'' yenerek son bir maç oynama hakkı kazanan Mısır'ın, Cezayir'e elendiğini görerek rahatladım. Mısır 4 gün önce Mısır'daki maçı kazanmıştı da, Cezayirli oyunculara yapılanları gören futbolseverlerin sempatisini de kaybetmişti. Tarafsız sahada oynanan 'son' maçın skoru, tahminen benimgibileri sevindirmiştir. Oh olsun!!!


İrlanda maçının uzatma daikalarında, Henry gol öncesinde topu eliyle düzeltmese, şu anda futbol dünyası herhalde Slovenya'yı konuşuyor olacaktı. İlk maçtaki 2-1 skor Rusya açısından pek güvenli gözükmese de, açıkçası ben emindim Rusya'nın finallerdeki yerinden. Rusya'nın ilk maçtaki 80 dakikalık üstünlüğünü gören kimse de aksini düşünemezdi....

Slovenya'nın grupta Polonya ve Çekleri alt etmelerinin maçları izlemeyen biri olarak süpriz olduğunu düşünüyordum. Dünkü skorla resmen göt oldum. Özellikle hücumda yıldızlar karması görünümündeki Rusya, yine o yıldızlarından Aleksander Kerzhakov'un gördüğü - bana göre haksız karar - kırmızı kartla Güney Akrika biletini Slovenya'ya kaptırmış. O kart çıkmasa işler farklı gelişebilirdi veya aynı pozisyonda Samir Handanovic'e de kırmızı kart gösterilebilirdi. Bunları konuşmanın, Maribor'da maçın bitiş düdüğü çaldıktan sonra pek anlamı kalmıyor.

Slovenya'nın Rusya maçı için toplanan kadrosuna göz atınca, Handanovic ve Novakovic dışında en dikkat çekici isim olarak şu anda kiralık olarak Fk Moskova forması giyen Branko Ilic duruyor. Bir başka deyişle, Slovenya takımının en değerli oyuncularından biri, safdışı ettileri Rusya'nın sıradan takımlarından birinde forma giyiyor ve aynı rus ekibi kendi milli takımlarına da sadece 1 oyuncu veriyor. Branko Ilic'in sakatlığı nedeniyle 2 maçta da forma giyemediğini de ekleyelim..

Linkte maçın kırılma anı olan krımızı kart pozisyonu ve ardından gelişen tartışmalar var:
http://www.youtube.com/watch?v=IkrOJQQ3wNg.


Ukranya milli takımı ve sert futbolları bana hiç zaman çekici gelmez. Bu nedenle komuşunun Kiev'den galibiyetle çıkması, bana ayrı bir keyif verdi. Vengelis Moras - Sotirios Kyrgiakos ikilisi, ilk maçın aksine hatasız oynadılar. Maçın adamı ise tek golü atan Dimitis Salpidis'ti. 2 hafta sonraki Galatasaray - Panathinakos maçında kontrataklarda Cisse'yle birlikte kabusumuz olabilirler.

Son olarak Henry'den geliyor: ''Kardeşim, ben elle oynamış olabilirim de hakem de işini yapsın. İnsan dediğin zaten balık hafizalı; haftaya Real'e çakarım, herşey unutulur....''

Emek Hirsizlari!


Maradona yapti herkez "Tanrinin Eli" dedi.. (kimse sorgulamadi..!)
Onu izliyen Cocuklara kimse "bu kötü örnektir" demedi.. sadece övdüler onun bu hareketini..

Onlarda Hirsiz´i örnek aldi..

Son örnek alan Fransiz Henry..

Umarim bu tür seyler birdaha tekrarlanmaz. Düne kadar cok sevdigim Henry´ye dün yapmis oldugu "hand-asisst" den sonra bir baska bakacagim..

18.11.2009

Ne Oldu Size Böyle? River Plate - Boca Juniors


1. Banfield
2. Newells Old Boys
3. Colon
4. Estudiantes
---
10. Boca Juniors
14. River Plate
---
19. Huracan
20. Atletico Tigre

Apertura´da 14 mac oynanmis ve 2 dev Kulüb son yillarda oldugu gibi yoklari oynuyor. Hade neyse Boca yinede son yillarda bukadar düsüste degildi ama River Plate´e ne oldu böyle? Ekonomik durumlarinin genel olarak pek parlak olmadigini biliyorum ama  bu tür kulübler adiyla bile ilk 5´e oynamali! Sezon basi Avusturya´da Boca Juniors´u Canli izleme firsatim olmustu ve orda gördügüm beni yaniltmadi desem yalan olmaz.
Hos ozaman Apertura´nin geri kalan takimlarinin nasil bir futbol oynadigini bilmedigim icin pek kestirememistim güclerini ama bir Sampionlar Liginde (Avrupa SL´si) bu takimlar bana göre fark yer demistim kendi kendime..
Dünya´nin en ilgi cekici 2-3 Derbisinden biri olan bu 2 Takimin maclari yakin zamanda bana göre ilk 10´a girmeye calisacaktir..

17.11.2009

Besiktas - Manchester United Macinin Ardindan..



"Inanilmazdi!, Ikinci yarida bir an kendi düsüncelerimi duyamaz oldum.. "
Ben Foster´- Manchester United Kalecisi
---
"Üc saat önceden Alarm calmaya basladi.. Düsünün sanki bir Iron-Maiden Konserin´de hopörlerin yanindasiniz yada Boeing 747´nin kalkis aninda, Boeing´in altinda duruyorsunuz.."
Danile Taylor - The Guardian Yazari

İtalya İle Dostluk Maçı Yapmak...




Van Persie'nin uzun sürecek gibi görünen sakatlığından, sakin ve mantıklı bildiğimiz Kuyt'ın açıklamalarından anlaşılacağı üzere pek sağlıklı bir iş değil...

Aşağıdaki linkten Kuyt'ın maç sonu açıklamalarını izlemek mümkün...


İtalya milli takımını oluşturan futbolcularının neredeyse hepsi Serie A'da top oynuyor ve ligin o sert yapısına alışıklar. Aksi takdirde başarılı olup milli takıma yükselmeleri de mümkün olmaz. Bu ligin getirdiği alışkanlıklardan mıdır yoksa, İtalyan oyuncuların kendilerini gösterme çabalarından mıdır veyahut kendilerinden teknik adamlar olan portakallara kıllık yapma dürtüsünden midir bilinmez; İtalya -Hollanda maçında Kuyt'ın deyimiyle ''sık sık hollandalıları tekmelemişler''. Serie A'yı, bulundurduğu takımları ve yıldızları ne kadar seversem seveyim; İtalyan milli takımının bana hiçbir zaman sempatik gelmeme nedeni de bariz budur: Milli takımlar düzeyinde oynadıkları sert futbol.

Cumartesi akşamki maçta, Juventuslu Chiellini'nin darbesiyle sakatlanan Robin Van Persie, en az 1 ay sağalardan uzak kalacak. Sezon başından beri Fabregasla birlikte Arsenal'i, hem ligde hem Şampiyonlar Liginde en iddialı takımlardan biri yapan Van Persie; resmen kariyerinde zirve yapmışken sakatlandı. Alışkınız milli maçlardan sakat dönen yıldızlara da, ''friendly'' karşılaşmasında sakatlanmak da hem takım, hem de oyuncu için oldukça üzücü. Ligde Chelsea'nin maç eksiğiyle 5 puan gerisinde bulunan Arsenal, 2 hafta sonra, diğer 2 büyüğü gol yemeden yenen lider Chelsea ile senenin belki de en mühim maçına çıkacak. Bakalım takımın en formda isminin yokluğu nasıl etkileceyek Wenger'in kadro seçimini?

16.11.2009

Ziraat Bankası? Türkiye Kupası hakkında



*TFF sağolsun, Türkiye Kupası dünyanın en sıkıcı organizasyonu haline geldi. Yerel kupalarda grup sistemi mi olur lan? Sponsordan para almanın tek yolu bu tabii...

*Federasyonun mantığı basit:
Büyük takımların elenmesini zorlaşsın ki, izleyici sayısı artsın.

*5'er'li gruplarda, büyük dediğimiz takımların adı, gruplarını ilk 2'de bitirmeye yetiyor zaten. 3 büyüklerin yeni sistemle birlikte, gruplar seviyesinde elendiğini hatırlayan var mı?

*Gruplarda 3 büyükler neden eşlemesini istemiyor federasyon? Koymuşlar saçma sapan seribaşılık sistemi, böylece diğer maçlardan kat ve kat ilgi çekici olan derbi maçlar, ancak gruplardan sonra oynanabilecek. Gruplarda oynasa sadece 1 maç yapacaklarken, çeyrek final ve yarıfinalde 2 maç yapıyorlar. Gelsin sponsordan paralar...

*Çeyrek final denen kavramın bir prestiji vardır değil mi? Bir önceki sezon ligi ilk 3'te bitirdiysen veya kupa sahibiysen; direk gruplara katılıyorsun, gruplarda çıkarsan da çeyrek finaldesin. Çok zor değil mi çeyrek finale oynamak?

*Bu sene yönetmelik değişti mi bilmiyorum; fakat geçen senelerde, çeyrek finallerde aynı gruplardan çıkan takımlar birbirleriyle eşleşiyorlardı. Her kış düzenlenen Efes Cup veyahut yazın oynan Emirates Cup'ta bile böyle saçmalıklar yoktur herhalde.

*Avrupa'daki yerel kupalarla karşılaştırmaya girmiyorum bile, Türkiye Kupası şu haliyle Avrupadaki benzerlerinin prestij olarak katman katman altındadır. Bir TSYD kupası ayarında belki.

*Eğer fenerbahçe 2010'da bu dev! organizasyonda şampiyon olursa, kaldırsınlar Türkiye kupasını, çünkü manası kalmamış olacak...

Lucio´nun Ayrilis Sebebi



Van Gaal´in niye Lucio gibi bir adami hic düsünmedigini anlamiyorum. Brezilya Milli Takiminin Kaptani, Lider birisi niye gönderilir? Hos konumuz farkli dime? Lucio´nun asil gitme sebebi bu resime göre Martin Demichelis! (Tabiki bu benim uydurmam)
Bu Resim´de Demichelis´in amaci nedir? Arjantin - Brezilya kapismasimi sizce?
Düsündüm Düsündüm.. Isin icinden cikamadim..

De Nigris...

31 yaşında kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmiş. Oynadığı 2 sezon boyunca TSL'nin dikkat çecisi isimlerinden biri olmayı başarmıştı. Sezon başında gökçekgillerden kaçıp Larissa'ya transfer olmuştu.
De Nigris kaybından bahsettiğimiz son futbolcu olsun.
2009'un futbol dünyası için hayırlı olmadığını söylemek yanlış olmaz...

15.11.2009

Ian Ashbee ve Vefa

2002'den beri Hull City'de top oynayan 1976'lı Ian Ashbee aynı zamanda takımın da kaptanı. Geçen nisanda, kaybettikleri Aston Villa deplasmanında sakatlandığında takım ligde kalma mücadelesi veriyordu. Mucize gerçekleşti, ligde kaldılar fakat klüp içerisindeki hala birçok problem var. Yeni sezona çok geniş - yaklaşık 40 kişilik - kadroyla girdiler, bu da haliyle ekonomik olarak Premier Lig'e yeni çıkmış bir ekip için oldukça tehlike bir yük. Kış transfer döneminde 10 civarı oyuncuyu yollayacakları belirtiliyor. Ligde kalma mücadelesi veren takımların devre arasında transferler yapmasına alışan bizler hakikaten ilginç bir tablo.
Tekrar Ashbee'ye dönersek, kendisi diz sakatlığı nedeniyle önümüzdeki bahara kadar yok, bu sezon top oynayanama olasılığı var. Bunca ekonomik sıkıntı arasında Hull City yönetimi Ian Ashbee'nin 2010 yazında bitecek sözleşmesini uzatacaklarını açıklıyor. 4. ligden 1. lige çıkış maceralarının çoğunda yer alan, 2004'ten beri takım kaptanı ve taraftarın sevgilisi olan Ashbee'yle devam etmeye karar vermeleri futbolun sahadışındaki güzeliklerinden bir olsa gerek.

Son Biletler...




2010 Dünya Kupası mücadelesinde milli takımla yaşadığımız düşkırıklığından sonra milli takım düzeyindeki maçları yine tarafsız gözle izlemek durumunda kaldık. Arda, Sabri, Hamit ve diğer yakından tanıdığımız Türk futbolcularını galaksinin en presjtijli turnuvasında görmek ayrı bir keyif olacaktı, artık beklentilerimiz 2014 için...

Bugün ilk olarak 0-0'ın rövanşında tek golle Yeni Zellanda'nın Bahreyn'den Güney Afrika biletini kaptığını duyduk. Maçın en önemli olayı ise Bahreyn'in penaltı kazanıp, harcaması; doğal olarak da Yeni Zellanda kalecisi günün adamı olması. Tabii bir de Blackburn Rovers'lı Ryan Nelsen var, kaptan ve takımın en sevilen, aynı zamanda da en çok tanınan ismi. Başka bir postta kendisinden bahsetmek lazım...

Rusya 2 - 1 Slovenya

İrlanda 0 - 1 Fransa

Yunanistan 0 - 0 Ukranya

Portekiz 1 - 0 Bosna Hersek

Eğer Bosna Hersek yerine play-off'lara kalsaydık, ''Çek bir Estonya''nın yerini herhalde ''Çek bir Slovenya'' alırdı. Klüpler bazında üst düzey olarak adlandırabileceğimiz ekiplerde neredeye oyuncusu bulunmayan Sloven milli takımının, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin üstünde yer alması bile büyük bir başarıdır. Bir de Rusya'yı geçerlerse - bence imkansız -, elemelerin Avrupa ayağına damgalarını vururlar.

Gecenin ilk karşılaşmasında Digitürk'teki rus kanalından takip edebildiğim Rusya - Slovenya maçının en özel ismi Bilyaletdinov oldu. Everton'ın yeni yıldızı, Arshavin'in kayıp, Pavluchenko'nun beceriksiz olduğu gecede aralarında Putin'in de olduğu yetmişbin kişiyi ikinci maç öncesi rahatlatan isim oldu. Alınan skor tehlikeli de gözükse, gibi 2 takım arasındaki güç farkı büyüklüğü süprizleri engelleyecek düzeyde.

Kuralar sonucunda denk kuvvetler olarak adlandırabilceğiz belki de tek eşleşme Yunanistan - Ukranya. D-smartım olmadığı için ancak nette izleyebildiğim maçta ilk olarak dikkat çeken Atina Olimpiyat stadındaki boşluklar ve soğuktan donmak üzere olan taraftarlardı. Yıllardır severek takip ettiğim Panathinaikos'un şu şansızlık abidesi staddan kurtulması gerek. Herhalde dev stadın, Olimpiyakos maçı dışında da dolması mümkün değil . Maça gelirsek, komşu 2004 yılındaki futbolu oynayacak durumda değil. Bir kere defans oyuncuları 5 yıl öncesindeki kalitesinden ve yardımlaşmadan uzak. Bologna'da yedek bekleyen Vangelis Moras ile Liverpool'a gelişiyle adada çok tartılışılan Kyrgiakos defansın göbeğini oluşturması tehlikeli. Bugün Ukranya hücümcularını sıksık Yunan kalesinin önünde gördük, özellikle Artem Milevskiy az daha becerikli olabilse deplasman takımı Ukranya'ya güle oynaya dönebilirdi. ''0 - 0'' avantajlı dursa da Rehhagel bir yolunu bulup takımını Dünya Kupasına götürür diyorum.


İrlanda - Farnsa eşleşmesinde ise benim kesin favorim Fransaydı, Nedeni İrlanda ve Fransa arasındaki kalite farkı değil, İrlanda Milli Takımın benim aklımda cenabetlikleriyle yer edinmesidir. Yoksa Premier Lig'in kalburüstü oyuncularını barındılar hehangi bir milli takımın, Domenech'in ilginç seçimleriyle mahvettiği Fransa'yı yenmesi normal şartlarda mümkündü...

Ön eleme kuraları çekildiğinde basınımızın bize rakip olarak görmediği Bosna Hersek ise Portekiz karşısında kaybetse bile oynadığı futbol özetlerden görüldüğü kadarıyla takdire şayan.
Çarşamba gecesi Bosna, süpriz yapar da Dünya Kupasın'da oynayamaya hak kazanır mı bilemem de; eğer olursa, Türkiye olarak destekleyecek bir takım bulmuş oluruz...

14.11.2009

Isvicreli Hans "Joan" Gamper Ve FC Barcelona


MES QUE UN CLUB - Bir Klüpten Daha Fazla

22 yasindaki Isvicreli Hans Gamber 1898 yilinda Isvicre Gazeteleri icin Barcelona´ya yazarlik icin gidiyor..
Orda altaki Ilani veriyor;

Ilanin ingilizce hali;
SPORT NOTES
Our friend and partner, Mr. Kans Kamper, from the Foot-Vall Section of the <> and former swiss champion, wishing to organize some matches in Barcelona, requests that everyone who likes this sport contact him, come to this office Tuesday and Friday nights from 9 to 11."

Bu ilanda Hans Gamber Barcelona´da futbol oynamak istiyen insanlarin, Gamber´in bürosunda basvurmalarini istiyor, ilk amaci kendi aralarinda birkac mac organize etmek (Gamber kendisi isvicre´de cesitli spor dalarinda spor yapiyordu)

Ilana basvuran kisiler birkac kere bulustuktan sonra 29.11.1899 günü Football Club Barcelona´i kuruyorlar. Kulübün rengini Gamper 6 yil öncesinde kurulan FC Basel´e bir tutuyor. Logo´daki Futbol topu bile bir tutulmus.

  
Barcelona´nin ilk Baskan´i Ingiliz Walter Wild  ve Takimin ilk Kaptan´i tabiki Hans "Joan" Gamper oluyor.
1925 senesinde Ispanya - Ingiltere Milli macinda tribünlerin Ispanya Marsini yuhlamasindan sonra Barcelona´nin Baskani Gamper´i Ispanya Ordusu Tribünleri organize etmekle sucluyor ve onu Baskanliktan indiriyor.
1929 Dünya ekonomik krizinde Gamper bütün parasini kaybediyor ve Carrer de Girona Nr. 4 / Barcelona´daki Evinde Intihar ediyor.
Onun anisina Barcelona Kulübü her yil "Joan-Gamper-Trophäe / Torneig Gamper" Turnuvasi düzenliyor. Takvimin dolulugu yüzünden bu turnuva 1997´den bu yana önceden secilmis iyi bir rakibe karsi oynaniyor. Bu yil düzenlenen macta Manchster City 1-0 galib gelerek kupayi kazanan takim oldu.

Barcelona´nin tarihi baya bir ilginc ben simdilik sadece kurucusunu ön planda tutmak istedim.

12.11.2009

Hürriyet Ne Is?


Spor Yazari altinda Hürriyet bu isi git gide bir Tetikcilige ceviriyor.. Ayip kardesim!
Türkiyenin (eskiden!) en saygin gazetesinde bu insanlar yazilarinda Galatasaray´a bir küfür etmedigi kaliyor.. (Emrah Öner, Meric Tunca.. )
Hos hata bende, adamlarin sonucta patronu Popcu/Spor Müdürü Ercan Saatci Küfürbazin teki! Onlarin böyle yazmasi gayet dogal degilmi?

Konuyu anlamaniz icin lütfen Meric Tunca´nin bugünkü yazisini okuyun..
Tiklayiniz: Meric´in Hürriyet´deki yazisi...
Okudunuzmu? Meric Tunca´nin yazarlikla hicbir alakasi olmiyan sacma sapan seyleri yazmasina bisey demiyorum..
Dogrulari yazsa bosver dicem ama bu adam Spor Yazari oldugu halde bazi seyleri YALAN yaziyor.. (ve bilmedigi halde arastirmadan yaziyor.. !?!? 10 saniyelik bir is halbuki..)

Meric ne demis?
Galatasaray Avrupa'da bir üst tura çıkacak, rakip takım, öbür takımı yensin diye dua ediyor. (Bakınız geçen senelerde Bordeaux'un Olimpiakos´u Yunanistan'da yenerek Galatasaray'ın grubunda üçüncü olması gibi)
--
Bu yaziyi eminim hatirlatmalar üzeri degistiriyor ve Olimpiakos yerine Panionios´i koyuyor.. Yane demek istedigim, bu tür seyleri bir sözde Spor Yazari bilmeli/hatirlamali..
Pardon, beyinsiz birinden biseyi hatirlamasini beklemek yanlis olur..!!!
--
Eminim Emrah Öner´i cogu kisi tanimaz, bende 1-2 hafta öncesine kadar tanimiyordum..
Hurriyet sayesinde tanismis oldum..
Manset´den vermislerdi  Emrah Öner´in Yazisi´ni. (tiklayin)

Türkiyede neye göre Spor Yazari olunuyor? Rakibine salamaklami(Galatasaray´a yani..)? Sacma sapan haber yaparakmi? Bilip bilmeden yalan yazilar yazarakmi?

11.11.2009

Robert Enke Ve Hastaligi


Bildiginiz gibi Sali günü Robert Enke Intihar etti. Bugün karisi ve doktoru basinin karsisina gecerek bazi aciklamalarda bulundu..

- Doktoru: "2003´den beri Depression´u vardi.."

- Doktoru: "Hastaligini gizli tutmak istiyordu.. Onu bu yüzden bir hastahane´de tedavi edemedik..
En son uzun süre antremanlara cikamadigi (sakatligi vardi) süre icerisinde onu tedavi ettim ama intihar edecegini tahmin etmiyordum..

- Doktoru: "Aylarca hergün tedavi altindaydi ve bir süre sonra hersey iyiye gitmisti.. ve iyi oynamaya baslamisti.."(Milli Takima kadar yükseldi!)

- Doktoru: "Bu depression´u ölen kizi dünya´ya gelmeden önce basladi.."

- Karisi: "Biz kizimizin ölümünden sonra, sevgiyle bütün zorluklari basarabilecegimize inaniyorduk.. onun intihar gibi bir düsüncesi oldugunu bilmiyordum..

- Karisi: "Depression tedavisi gördügünü kimseye söyliyemiyordu..
Cünkü medya´ya yansisaydi hayatinda sahip oldugu herseyi kaybedecegini düsünüyordu.. (evlatlik edindigi kizimizi, Futbol yasantisini.. vs.vvs.) Futbol onun icin cok önemliydi..
---
2003 yilinda FC Barcelona´da bu hastaligi basliyor ve Fenerbahce´ye geliyor..
belki o Istanbulspor macinda neden bukadar kötü oynadigini simdi daha iyi anliyoruz.. Belki Türkiye´ye gelmeseydi suan hersey daha farkli olabilirdi, yane söylemek istedigim sey, geldiginde zaten hastaligi bulunan biri böyle apar topar Türkiye´den gönderilerek hastaligina ek etki yaratmistir..
---
Hannover96 Kulübü belki 1 nummarayi rafa kaldircakmis..
---
Almanya - Chile Milli maci iptal edildi..

10.11.2009

Robert Enke Intihar Etti


Hannover 96´nin ve Alman Milli Takim kalecisi Robert Enke bugün 18:00 gibi kendini bir Tren´nin önüne atarak intihar etti. Enke´nin hayatini etkiliyen en aci olay ise 2006 yilinda kizi Lara´nin 2 yasinda hayatini kaybetmesiydi. Geride Esiyle beraber evlatlik edindigi 8 aylik kizini birakip gitti aramizdan. Alman Futbol Camiasi büyük bir üzüntü icinde, hem kisilik olarak hemde sporcu olarak cok büyük birisiydi Enke. 2010 Dünya Kupasina Almanya´nin kalesini koruya bilecek 4 kaleciden biri olarak gösteriliyordu. Bu haber´i ilk duydugumda inanamadim, cok üzüldüm. Carsamba günü bu konuyla ilgili daha fazla bilgi verilcekmis. Keske yapmasaydin Enke, KESKE!!!

09.11.2009

Ronaldo + Büyücü + Sakatlik = Acaba?



Büyücüler.. Falcilar.. Hocalar...

Bu tür seylere aslinda pek kulak asmam/inanmam ama her insanda oldugu gibi, bazi seyler biraz tuhaf kaciyorsa ozaman "Acaba" demeden´de edemiyorum.  Bildiginiz gibi Eylül´ün son haftasinda "El Mundo" gazetesi manset´den bir haber vermisti ve bu haber tüm dünya´yi dolasmisti..
Bilmiyen veya duymuyanlara kisa kisa anlatayim;

"Bir büyücünün teki.. / Ronaldo´ya büyü yaptigini / Kendisinin ne Ronaldo nede Real Madrid´e karsi oldugunu / sadece isini yerine getirdigini / Ronaldo´nun belki agir bir sakatlik gecirmiyecegini ama oynadigindan daha fazla tribünde oturcagini / bu büyüyü Ronaldo´nun aldatigi eski bir kiz arkadasi tarafindan yaptirildigini / bu ise karsilik simdilik 15.000 €, isi tamamladiktan sonra cok daha fazla para kazanacagini!" Söylemisti..

Bu söylentiler ciktiktan sonra herkez sanirim biraz gülümsedi ve birazda merak etti.. "Acaba" bisey olacakmi diye.. Real Madrid kulübü bu haberler ciktigi sirada bu haberi ciddiye almadiklarini aciklamisti..
Ronaldo sezonun daha baslangici olmasina ragmen oynadigindan daha fazla tribünde oturdu ve simdi sakat sakat Milli Takim´a katilcak.. Bosna Hersek maclarinda eger sakat sakat oynar ve bisey olursa yer yerinden oynar.. Real Madrid, Ronaldo´nun Milli Takima cagrilmasini yanlis buldugunu zaten acikladi..

Umarim bisey olmaz.. ve biz o Büyücü Pepe´ye gülüp geceriz..

06.11.2009

Yildirim Demirören Kükredi!



14 TARAFTAR GÖZALTINA ALINDI!..

Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi maçında alınan mağlubiyeti sonrası BJK tribünlerinden kötü tezahürat yapan 14 taraftar gözaltına aldındı. / İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın yaptığı açıklamada, "Tribün liderlerini konuşmak için emniyete çağırdık. Hiçkimse Beşiktaş Başkanına küfür edemez" dedi.
Maraton.com.tr´den alintidir!
----
Yaziklar olsun sana Yildirim Demirören!
1. Bugüne kadar Inönü´de kimlere küfür edilmediki? Rakip takimlarin ne anasi ne bacisi kaldi niye zamaninda bisey yapmadin? Bukadar kolaydiysa niye cikipta "Ben kimseye benim stadimda küfür ettirmem" demedin? Niye sana "SEREFSIZ Demirören!" denince kükredin?
Kaldiki bu bir Besiktas durusudur! Carsi, Baskanina Küfür eder..
Seba küfür yediyse sen hayli hayli yersin!

2. Küfür´e karsiyim ama bir düsün.. Hak etmedinmi? Okadar cok yanlisin varki bu yanlisin icinde sadece bir dogrun var.. oda 2008/2009 senesi! (Hos senin bu basarida bana göre bir katkin yok)

3. Baskan oldugun zaman Besiktas´in Borcu nekadardi? Suan nekadar?
Senin sayende Kulüb Borc bataginda! Tabata, Ailton, Ismail, Del Bosque vs.vs.vs...
Gaziantep sayende zengin oldu o baska! Bosuna tribünler tempo tutmadi.. "Baskan olsana.. Baskan olsana.. Antepe Baskan olsana!"
Kaldiki senin nasil ve neler yaptigini herkez iyi biliyor veya tahmin ediyordur... 5 para etmiyen futbolcuya 10 lira verirsen insan burdar art niyet arar.. !

02.11.2009

Ayakkabisiz Adam


Yok yok okadar´da kötü degil.. tabiki Ayakkabisi var ama bu isi nasil becerdigini cok merak ediyorum..

Bos Tribünler!



Dün Gece Kayserispor - Fenerbahce Macinin özetlerine bakarken saskina döndüm. Böyle birsey olamaz, olmamali! Türkiyenin en büyük kulüblerinden biri senin Sehirine geliyor ve sen YENI Stadini yaridan bos birakiyorsun. Olamaz yahu böyle birsey! Merak ettim belki Kasimpasa´nin Galatasaray macinda yaptigi gibi Kayserispor´da fahis bilet fiyatlari uygulamis olabilirmi diye.
Sari-Kirmizililarin Resmi Sitesine girdim ve alin size bilet fiyatlari:
Kuzey Alt-Üst: 30 TL
Güney Alt-Üst: 30 TL
Doğu-Batı Üst: 60 TL
Doğu-Batı Alt: 80 TL
Misafir: 60 TL
VIP: 200 TL
Saka gibi kardesim! Diger Stadlari gectim.. Onlar eski.. cart curt.. ama senin Stadin yeni!  Doldurun su Stadi!